Akşam yediği yemeği bile unutan insanlar, 15 sene öncesinin sıradan bir pazartesi akşamını yeni yaşamışlar gibi anlatabiliyorlar.
Aslında bu, beynimizin bize küçük bir oyunu…
Beyin işlevleri, yaşla birlikte değişiyor.
Yaşlıların yakın geçmişi unutup uzak anıları dün gibi hatırlamalarının arkasında pek çok biyolojik ve psikolojik süreç yer alıyor. Beynin bellekle ilişkili bölgelerinde yaşlanmaya bağlı olarak gerçekleşen değişiklikler, bellek performansını farklı şekillerde etkiliyor.
Bellek, aslında kısa süreli ve uzun süreli bellek olarak iki ana türde çalışıyor. Yaşlandıkça, beyindeki kısa süreli belleği yöneten bölgeler, özellikle hipokampus ve prefrontal korteks, zamanla zayıflıyor. Bu, yeni bilgileri öğrenme ve hatırlama yetisini de etkiliyor.
Kısa süreli bellek prefrontal korteks gibi beynin ön bölgelerinde işleniyor.
Bu bilgiler, kısa sürede unutulurken uzak anılar, genellikle yaşamın daha erken dönemlerinde, yani çocukluk ya da gençlik yıllarında oluştuğundan, bu anılar beynin farklı bölgelerinde daha kalıcı olarak depolanıyor. Uzun süreli bellek bu tür eski anıları korumakta çok iyidir, çünkü bu anılar birçok kez hatırlanmış ve pekiştirilmiş oluyor.
Ayrıca, duygusal önemi yüksek olan anılar daha güçlü bir şekilde kodlanır ve bu da yaşlıların, geçmişteki önemli olayları hatırlamasını kolaylaştırıyor.
Yaşlandıkça hipokampus küçülüyor.
Hipokampus, belleğin uzun süreli depolanmasında büyük görev üstlense de zamanla hacmi azalıyor, yeni anıları oluşturmakta güçlük çekiyor.
Prefrontal korteksin de aynı şekilde işlevinde bir azalma görülüyor. Bu bölge, dikkat, planlama ve kısa süreli bellek gibi işlevlerden sorumlu. Yaşlandıkça anlık bilgileri tutma ve işleme yetimiz zayıflar. Dolayısıyla yaşlanan kişiler, yaşadıkları bir olayı kısa sürede unutur.